Asil adi Ahmet Ersin Yücel olan merhum Zaptiye Ahmet, Osmanli medeniyetini Cumhuriyet devrinde bütün özellikleriyle ve güzellikleriyle temsil eden bir delikanliydi. Haksizliklar karsisinda susmadi, din ve mill geleneklerimize aykiri harekette bulunanlara aninda müdahale ettigi, gercekleri söyleme konusunda sasirtici cesaret örnekleri sergiledigi icin ona Zaptiye ünvani verildi.
Zaptiye Ahmet, Osmanliya duydugu büyük hayranligi hal ve hareketleriyle de dile getiriyordu. Zemin ve zaman gözetmeden herkese mesele geciyordu. Yani Osmanli medeniyetini ve ecdat eserlerini anlatiyordu. Yirmi yedi yasinda Hakkin rahmetine kavusan Zaptiye Ahmet, bütün notlarini Osmanli Türkcesiyle tutuyordu. Zaptiyenin asil sasirtici özelligi sonsuz bir ecdat sevgisi ve derin bir tarih bilgisiydi. Osmanli tarihi konusunda, gencligine ragmen, alim gecinenlerin coguna rahatca ders verecek bir seviyeye yükselmisti. Ona göre dünyada en serefli iki hanedan vardi Biri, Hanedan-i Reslullah, digeri de Hanedan-i l-i Osman idi.
Temmuz 1969da vefat eden Zaptiye Ahmetin cenaze namazini, büyük bir cemaatle Bayezid Camiinin Imami Abdurrahman Gürses Hoca Efendi kildirdi. Gözyaslari icinde Edirnekapi Mezarligina nakledilen genc mücahidin naasi Celal Hocanin Celaleddin Öktenin kabrinin yaninda sirlandi. Mahir Iz, Ergun Göze, Münevver Ayasli, Hekimoglu Ismail, saf Ataseven, Mehmed Niyazi Özdemir, Özer Ravanoglu, Galip Erdem, Ahmet Nuri Yüksel ve diger dostlarinin elinizdeki kitapta yer alan yazilari, bu güzel insanin örnek sahsiyetini yakindan tanimaya ve sevmeye -insallah- vesile olacaktir.