O nisan ayinda, hukuk tarihimizin en kara sabahlarindan biri yaşanir. Türkan Saylan o gün Arnavutköy Beyazgül Sokaktaki evinde tahliller için kan vermektedir. O esnada kapi çalar, kapida kimin oldugunu biliyordur Polisler. Kapidaki polisler, o güne dek hiç durmadan çalişarak binlerce insanin hayatina dokunan, Türkiyedeki cüzzam hastalarinin kaderini değiştiren, sosyal proje ve burslarla binlerce kiz çocuğunun okumasini sağlayan, artik sağliği pek de yerinde olmayan Türkan Saylanin evini aramakla görevlidir. Türkan Saylan hiç panik yapmaz ve polisleri gülerek karşilar. Evi aramalarina engel çikarmaz, zaten çikaracak gücü de yoktur. Kardelenlerden gelen mektuplardan, kitaplardan ve çalişma dosyalarindan başka hiçbir belgenin bulunamayacaği ev, didik didik aranir. Nasil bir belge ya da delil aradiklarini bilmediği polislere çay ikrami yaptiran Türkan Saylanin içi çok rahattir. Çünkü onun Cumhuriyetten başka silahi yoktur.