Murat Arinin ilk romani ve yazin dünyasindaki ilk yapiti. Ilk olmanin cok ötesinde bilgi birikimini ve yazinsal deneyimini yansitiyor. Romanin icerigi bu birikimi hemen ele veriyor. Cünkü yapilan yolculuk insanadir, yani tüm degisimlere ve gercege.
Zaman denen süreci cok iyi kavrayabilmek icin düsünen insanin anlara hükmetmesi gerekir. Hükmedilen an, kimlik kazanir ve kendi cografyasini cizerek, o cografyanin tarihini olusturmaya baslar. Anlarina hükmedilmeyen zaman siradandir, herkesin zamanidir ve sanal gercegi koldaki saat, duvardaki takvim yapraklaridir. Oysa hicbir insanin zamani siradan degildir. Hükmedilmemistir ve ortaliga salinarak mevlam kayira denilmistir. Aslinda insan anlarina hükmetmeyi, onun icini hem doldurmayi hem kavramayi kotarabilse, anin degerini de saptayabilecektir. Aslinda degeri saptanamamis anlarin zamanini yasiyoruz genelde.
Merhale, kahramanlarini bilincli olarak zamanda dolastiran ve degerlendirmelerini zaman ve mekani unutmadan yaptiran bir kisa roman. Bircok kahramani tanidik gelecek, bircok kahramanini da kendiniz sanacaksiniz. Insana yapilan bu yolculuk hem derinlemesine hem de genislemesine akmaktadir. Burada insana yapilan algilama yürüyüsü felsefi boyutuyla da öne cikmaktadir.
Murat Ari, bu yolculugun romanini kurarken ayrica yarinin insani adina da ip uclari sunmaktadir. Yasamak bir yolculuksa, hangi durakta bindigimizi, hangi durakta inecegimizi de ögretecektir bize.
Iyi bir ilk romana edebiyatimiz adina hos geldin diyorum.