Gökalp ve ardindan gelen bütün Türk sosyologlari icinde, milletimizi irk bir birlik olarak tarif ve telkin eden olmamistir. Bir dönemin kisa bir heveskarlik gösterilerinden gayri, Türkiye Cumhuriyeti hükmetlerinin irkci herhangi bir politika izledigi görülmemistir. Bugün de, azinlik irkciligi pesindeki münferit ve önemsiz iddialar bir yana birakilirsa, irka dayali bir milliyet iddiasi güden alim yahut havas zümrelerini tanimiyoruz. Dinlerinden dillerine, cocuk yetistirme usllerinden türkülerine kadar Türk kültür cevresi icinde olanlar Türk olurlar; Türk olduklari icin de Türk sayilirlar. Ortak gecmis suuru, gelecegi birlikte kurma irade ve heyecani, hem yukarida ifade edilen ortak kültür cevresi icinde olmalarindan dogar, hem de bu kültür cevresine intibak kabiliyetini besler. Böylece, hangi irktan olurlarsa olsunlar, ayni kültür cevresi icinde yasayanlar, ayni heyecan ve degerleri paylasarak bir millet haline gelirler. Dünyada hic bir milletin saf irk iddiasi olamayacagi gibi, saf kültür iddiasi da olamaz. Ancak bu, ortak bir hayat üslbunun, bir mill kültürün olmadigi anlamina gelmez. Kültürler, unsurlari itibariyle zengin bir cesitliligi barindirirken, iman ve üslplariyla bütünlük icinde ve mill olurlar.